|
Bir "ortak aday"ýn portresi (Alýnteri) |
'3. cephe', AB'ci, AKP'ci, liberalizme kadar mezhebi geniþleyenlerin bataklýðýydý
"3. cephe" platformunun daðýlmadan önce Ýstanbul'dan "ortak aday" olarak gösterdiði Baskýn Oran'ýn "siyasal fikirlerine" bir göz atalým.
Radikal gazetesinden Neþe Düzel'in Oran'la röportajý, bu konuda yeterli malzemeyi sunuyor. Baskýn Oran'ýn siyasal-sýnýfsal kimliði, "3. cephe" platformununda yer almýþ bulunan EMEP, ÖDP gibi reformistlerin yanýsýra, ESP gibi devrimcilik iddiasýna sahip olan çevreler tarafýndan da onaylanmýþ, ortaklaþýlmýþ olmasýyla önem kazanýyor.
Bu seçimde AK Parti öyle arkadaþlarý listesinden aday gösteriyor ki, ayný fikirleri paylaþmanýn ötesinde bunlar bazý konularda benden daha radikaller. Yeni Meclis'te öyle bir ortam oluþabilir ki, her partinin içindeki bu tür demokrat fikirli insanlar partilerinden ayrýlmadan fiili bir grup oluþturabilir. Ýþte bu, Büyük Millet Meclisi'nde muazzam bir devrim olur.
Daha önce de AKP'ye güzellemeler düzmekten geri kalmamýþ olan Baskýn Oran, AKP'ye geçen sosyal-demokrat eskilerinin bile kendisiyle "ayný fikirleri paylaþmanýn ötesinde", kendisinden "bazý konularda daha radikal" olduklarýný açýkça belirtiyor. AKP'nin vitrinlik yeni mallarýyla, onlarýn AKP'den bile ayrýlmasý gerekmeden "fiili bir grup" oluþturabileceðini, yani AKP'li sosyal demokrat eskileriyle "3. cepheden ortak adaylarýn" birlikte davranabileceðini açýkça ileri sürebiliyor.
Burasý zaten "3. cephe" söyleminin bile çöktüðü noktadýr. Apaçýk görülmektedir ki, ya sýnýfa karþý net ve baðýmsýz sýnýf duruþu vardýr; ya da bunun olmadýðý yerde, "3. cephe" adý altýnda iþbirlikçi burjuva kliklerinden birine yedeklenme vardýr.
Ben Türkiye'de devletin, insanlarýn her þeyine karýþmamasýný istiyorum. Hakaret, nefret söylemi, bebek pornosu gibi durumlar olmadýðý sürece ifade özgürlüðünün sýnýrlanmamasýný istiyorum. Ýnsanlarýn fikirlerinden, cinsiyetlerinden ötürü dýþlanmamasýný istiyorum. Kýsacasý ben, Türkiye'de AB hukuku istiyorum. Bu kadar basit. AB hukuku Türkiye'ye bir miktar geldi.
Baskýn Oran'ýn "radikal demokrasi" anlayýþý, "ceberrut devlete karþý sivil toplum" demogojisiyle malul AB'ci burjuva liberalizminden ibarettir. Bu "demokrasi" anlayýþý, tabii ki sýnýf mücadelesine dayanmaz. Yalnýzca emperyalist ve iþbirlikçi sermaye serbestisinin gerektirdiði oranda; bireysel, grupsal "aidiyetlere", liberal hoþgörü istemekle sýnýrlýdýr.
Ben daða çýkamam ama Meclis'e çýkabilirim. Öyle de yapýyorum. Meclis'e çýkamayacak olanlar daða çýkýyor. Çünkü siyasette iki olasýlýk vardýr. Ya temel muhalefeti sistemin içine alýr ve reformlarý yaparsýnýz. Ya da temel muhalefeti sistem dýþýna itersiniz. O zaman da daða çýkarlar. Sonra siz de daða çýkarsýnýz. Her operasyondan önce de bu sonuncusu dersiniz.
Ýþte liberal sol'un sistem açýsýnda iþlevi: Köktenci toplumsal-siyasal muhalefeti sistem içinde evcilleþtirmek, ve faþist baskýlar ile liberal tasfiyecilik kýskacýndan ikincisini etkinleþtirerek, iþbirlikçi burjuva sistemini yeniden üretmek. Bu söyledikleriyle Baskýn Oran'ýn siyasal fikirlerinin, "sosyal demokrasi" bir yana, "düz ovada siyaset"çi Mehmet Aðar'ýnkinden bile "daha radikal" olamadýðý görülüyor.
Þimdi AB üyeliði süreciyle yine dýþarýdan bir tetikleme var. Yani ikinci bir yukarýdan devrim var. Zaten demokrasi ihraç edilemez. Demokrasi ancak ithal edilebilir. Bunun için de o ülkede saðlam bir ithalatçýnýn olmasý lazýmdýr. Bu ithalatçý, Batý eðitimi almýþ 'aydýn'dýr. Demokrasiyi yaratma gücü olmayan ülkelerde devrim böyle yapýlýr.
Emperyalist AB yalakasý Baskýn Oran gibiler bu tipik neoliberalizm hayranlýðý ve "az geliþmiþ ülkeler" iþçi sýnýfý ve emekçi kitlelerin mücadelesini ve devasa güç potansiyelini aþaðýlayan ve yok sayan yaklaþýmýyla, býrakalým tutarlý bir demokrasi mücadelesini, kitlelerdeki emperyalist neoliberalizme karþýymýþ gibi görünen ýrkçý-þovenist reaksiyonu azdýrdýðý ve bu yöndeki provakasyon ve manipülasyonlarýn ekmeðine yað sürdüðü ile kalýr. Biz AB'yi dýþladýðýmýz anda karþýmýzda sadece ABD tekeli kalýr.
Baskýn Oran TÜSÝAD'dan bile daha "radikal" deðildir. Fakat bu kadarý yeter. Bu bayaðý burjuva liberal fikirler, "3. cephe"nin siyasal-sýnýfsal platformunu çok açýk biçimde ortaya koyuyor. Ve daðýlan bu liberal-reformist platformda, Baskýn Oran gibileri siyasal temsilcileri olarak onaylamýþ olanlarýn tek þikayeti, Baskýn Oran gibilerle ayný cephede yer almasýný umduklarý "sosyalist" adaylarýnýn DTP tarafýndan dýþlanmýþ olmasý.
Son derece açýktýr: Ýki sýnýf vardýr. "3. cephe", küçük burjuva demokratizminde bile tutunamayanlarýn, AB'ci, AKP'ci, neoliberalizme kadar mezhebi geniþleyenlerin bataklýðýydý. Liberal sol, sosyal reformizm ve devrimci demokrasi, ayný siyasal-sýnýfsal platformda yer alamaz, alýrsa, bu yalnýzca üçüncülerin ve ikincilerin birincilere doðru çözüldüðünü, tasfiyeciliðin göðe vurduðunu gösterir olsa olsa.
Ve burada tasfiye edilen, devrimci-demoktazmin bile ötesinde, bir bütün olarak sýnýf mücadelesi anlayýþýdýr. Sýnýfsal ve siyasal belkemeðinin tümden tasfiye edildiði yerde, geçen seçimlerde SHP/sosyal demokrasiden bile beklenti içine girenlerin, bu seçimlerde liberal sol bir "program" ve "siyaset"in bile altýna imza atmalarý çok þaþýrtýcý deðildir.
05 Haziran 2007
Kaynak: http://www.alinteri.org/?p=5029
|
|
|