Bilimsel Sosyalizm
   Nederlands                               www.bilimselsosyalizm.net  September 12 2024 15:11:26  
   Açýlýþ_sayfanýz_yapýn  Sýk_Kýllanýlanlara_Ekle

   Ana Sayfa
   Yazýlar/Broþürler
   Görüþler
   Komünist Hareketten
   Devrimci Basýndan
   Sol Hareketten
   Felsefe
   Katkýlarýnýz
   Arþiv
   Sitede Ara
   Baðlantýlar
   Ýletiþim

English
   Home
   Opinion
   Revolutionary Press
   Left Movement
   Philosophy
   Site search
   Web links
   Contact



Kapital’in Diyalektiði (Alan Woods - Ted Grant. Aklýn Ýsyaný.)
FelsefeMarksist Felsefe ve Modern Bilim

Marx, Kapital’in üç cildinde diyalektik yöntemin toplumdaki en temel süreçlerin analizinde nasýl kullanýlabileceðinin parlak bir örneðini verir. Böyle yapmakla Marx, politik ekonomi bilimini devrimcileþtirmiþtir, öyle ki, bu olgu, görüþleri Marx’ýnkilere tamamen ters düþen ekonomistler tarafýndan bile reddedilmemektedir. Marx’ýn eseri için diyalektik yöntem o denli temeldi ki, Lenin, Hegel’in Mantýk’ýný tamamen okumadan Kapital’i anlamanýn, özellikle birinci bölümü anlamanýn imkânsýz olduðunu söyleyecek kadar ileri gitti! Þüphesiz bu bir abartmaydý. Ama Lenin’in kastettiði þey, Marx’ýn Kapital’inin diyalektiðin nasýl uygulanmasý gerektiðine dair bizatihi anýtsal bir örnek olmasýydý.
Eðer Marx geride bir “Mantýk” (büyük harfle) býrakmadýysa, Kapital’in mantýðýný býraktý, ve bu mantýk, bu sorunda sonuna kadar kullanýlmalýdýr. Kapital’de Marx, Hegel’de deðerli olan ne varsa almýþ olan ve bunlarý daha ileriye götüren mantýðý, diyalektiði ve maddeciliðin bilgi teorisini [aslýnda üç sözcüðe gerek yoktur: üçü de bir ve ayný þeyi anlatmaktadýr] tek bir bilime uygulamýþtýr. [24]
Marx Kapital’de hangi yöntemi kullandý? Diyalektiðin yasalarýný ekonomiye yamamadý, onlarý ekonomik sürecin tüm veçhelerinin uzun ve özenli bir incelemesinden çýkardý. Keyfi bir þema ileri sürüp ardýndan olgularý ona uydurmaya kalkýþmadý, olgunun bizzat titiz bir incelenmesiyle kapitalist üretimin hareket yasalarýný açýða çýkarmak üzere yola çýktý. Politik Ekonominin Eleþtrisine Giriþ’te Marx kendi yöntemini þöyle açýklar:
Kýsa bir not olarak kaleme almýþ olduðum genel giriþten vazgeçiyorum, çünkü daha yakýndan bakýnca, henüz kanýtlanmasý gereken sonuçlarýn herhangi bir önceden koyuluþu bana itiraza açýk görünmektedir, ve bütününde beni izlemeyi isteyen okuyucu özelden genele yükselmeye kararlý olmalýdýr. [25]
Kapital sadece ekonomi alanýnda deðil, genel olarak toplumsal bilim alanýnda büyük bir atýlýmý temsil ediyordu. Kapital’in þu anda bilimciler arasýnda yürümekte olan tartýþmalarla doðrudan baðlantýsý vardýr. Bu tartýþma daha Marx hayattayken baþlamýþtý. O sýralar bilimciler, þeyleri birbirinden ayýrma ve bunlarýn ayrýntýlarýna dalma sevdasýna kapýlmýþlardý. Marx ve Engels kendi dönemlerinde çok eleþtirdikleri bu yönteme “metafizik* yöntem” demiþlerse de, bugün bu yönteme “indirgemecilik” denmektedir. Mekanistler fiziðe 150 yýl boyunca hakim oldular. Ancak þimdilerde indirgemeciliðe karþý tepki oluþmaya baþlamýþtýr. Yeni bir bilimciler kuþaðý kendi önüne bu mirasý aþma ve eski yaklaþýmlarýn yerine konacak yeni prensiplerin formülasyonuna doðru ilerleme görevini koyuyor.

Marx sayesindedir ki, ekonomide indirgemeci eðilim geçen yüzyýlýn ortalarýnda yerle bir edilmiþtir. Kapital’den sonra bu yaklaþýmý akýldan geçirmek mümkün deðildir. Politik ekonomiyi açýklamada “Robinson Crusoe” yöntemi (“ýssýz bir adada iki insan hayal edin ...”) kötü okul kitaplarýnda ve kaba popülerleþtirme giriþimlerinde zaman zaman su yüzüne çýkýyorsa da ciddiye alýnamaz. Ekonomik krizler ve devrimler ýssýz bir adadaki iki birey arasýnda cereyan etmez! Marx, kapitalist ekonomiyi, bireysel mübadele eylemlerinin toplamý olarak deðil, doða yasalarý kadar güçlü olan kendi yasalarý tarafýndan hükmedilen karmaþýk bir sistem olarak analiz eder. Ayný biçimde þimdi fizikçiler, bütünün sadece elementer parçalarýn toplamý olmadýðý bir sistem olarak karmaþýklýk fikrini tartýþýyorlar. Elbette mümkün olduðu her yerde tekil parçalara hükmeden yasalarý bilmek yararlýdýr, ama karmaþýk sistem, bunlarýn basit birer uzantýsý olmayan yeni yasalarýn hükmü altýnda olacaktýr. Bu yöntem bütünüyle Marx’ýn Kapital’inin yöntemidir: diyalektik materyalist yöntem.

Marx çalýþmasýna kapitalist ekonominin temel hücresiyle baþlar: meta. Buradan kalkarak kapitalist toplumun tüm çeliþkilerinin nasýl ortaya çýktýðýný açýklar. Ýndirgemecilik, bütün ve parça, özel ve genel gibi þeyleri karþýlýklý olarak baðdaþmaz ve dýþlayýcý görür, oysa bunlar birbirlerine bütünüyle kopmaz biçimde baðlý olup, karþýlýklý iç içe geçerler ve birbirlerini belirlerler. Kapital’in birinci cildinde Marx, metalarýn kullaným deðeri ve deðiþim deðeri olarak ikili karakterini açýklar. Çoðu insan metalarý salt kullaným deðerleri olarak, yani insan ihtiyaçlarýný gidermeye yarayan somut, yararlý nesneler olarak görür. Kullaným deðerleri her tür insan toplumunda daima üretilmiþtir.

Ancak, kapitalist toplum kullaným deðerlerine tuhaf þeyler yapar. Onlarý deðiþim deðerlerine –tüketim için deðil, doðrudan doðruya satýþ için üretilen mallar– dönüþtürür. Dolayýsýyla her metaýn iki yüzü vardýr: sade, tanýdýk kullaným deðeri yüzü, ve esrarlý, gizli deðiþim deðeri yüzü. Birincisi, belirli bir metaýn doðrudan doðruya fiziksel nitelikleriyle baðlantýlýdýr (gömlek giyeriz, kahve içeriz, araba süreriz vb.). Ama deðiþim deðeri görülemez, giyilemez ya da yenemez. Herhangi bir maddi varlýðý yoktur. Oysa o, kapitalizmde metaýn temel doðasýdýr. Deðiþim deðerinin nihai ifadesi, tüm metalarýn kendi deðerlerini ifade etmelerinin aracý olan evrensel eþdeðer niteliðindeki paradýr. Bu küçük yeþil kâðýt parçalarýnýn, kendi hallerinde, gömlekler, kahve veya arabayla hiçbir alâkalarý yoktur. Bunlar ne yenebilir, ne giyilebilir, ne de sürülebilirler. Oysa içlerinde öyle bir güç taþýrlar ki, ve bu evrensel olarak öylesine tanýnmýþtýr ki, insanlar bu kâðýt parçalarý için adam öldürürler.

Metaýn ikili doðasý kapitalist toplumun baðrýndaki çeliþkiyi ifade eder: ücretli emek ve sermaye arasýndaki çatýþma. Ýþçi kendi emeðini iþverene sattýðýný düþünür, ama aslýnda o, kapitalist tarafýndan nasýl uygun görülürse öyle kullanýlan emek gücünü satar. Bu þekilde çekilip alýnan artý-deðer, iþçi sýnýfýnýn ödenmemiþ emeðidir ve de sermaye birikiminin kaynaðýdýr. Ýþte bu ödenmemiþ emek, toplumun çalýþmayan üyelerini, kira, faiz, kâr ve vergi yoluyla besler. Sýnýf mücadelesi gerçekte bu artý-deðerin bölüþümü için mücadeledir.

Artý-deðer fikrini Marx icat etmedi, Adam Smith ve Ricardo gibi önceki ekonomistler bunu biliyorlardý. Ama Marx onun içindeki ana çeliþkiyi açýða çýkarmak suretiyle politik ekonomiyi bütünüyle devrimcileþtirdi. Bu buluþ kimya tarihindeki benzer bir buluþla karþýlaþtýrýlabilir. 18. yüzyýlýn sonlarýna kadar, her türden yanmanýn özünde, yanan maddelerden filogiston denilen hayali bir þeyin ayrýlmasýnýn yattýðý varsayýlýyordu. Bu teori, o sýralarda bilinen kimyasal olaylarýn çoðunu açýklamaya hizmet etti. Sonra 1774’te, Ýngiliz bilimci Joseph Priestley, “filogistonsuzlaþtýrýlmýþ hava” dediði þeyi keþfetti ve daha sonra içinde bir madde yakýldýðýnda bunun ortadan kaybolduðu bulundu.

Priestley aslýnda oksijeni bulmuþtu. Ama o ve diðer bilimciler bu buluþun devrimci sonuçlarýný kavrayamamýþlardý. Uzunca bir süre eski biçimde düþünmeye devam ettiler. Daha sonra Fransýz kimyacý Lavoisier yeni hava türünün gerçekte, yanma sýrasýnda ortadan kaybolmayýp, yanmýþ maddeyle birleþen bir kimyasal element olduðunu keþfetti. Oksijeni diðerleri keþfetmiþ olmalarýna raðmen onlar ne keþfettiklerini bilmiyorlardý. Lavoisier’in büyük buluþu buydu. Marx da politik ekonomide benzer bir rol oynadý.

Marx’tan öncekiler artý-deðerin varlýðýný keþfetmiþlerdi, ama onun gerçek karakteri karanlýkta kalmýþtý. Ricardo’dan baþlayarak, önceki tüm teorileri kapsamlý bir analizden geçiren Marx, deðerin gerçek, çeliþkili doðasýný keþfetti. Marx, meta üretimi ve deðiþiminin en basit formundan baþlayarak ve sürecin tüm çok yönlü dönüþümlerini izleyerek, kusursuz bir diyalektik yöntem izlemek suretiyle, kapitalist toplumun tüm iliþkilerini inceledi.

Marx, metalarla para arasýndaki iliþkiyi gösterdi ve paranýn ayrýntýlý bir analizini yapan ilk kiþi oldu. Paranýn sermayeye, emek gücünün alým satýmý aracýlýðýyla nasýl dönüþtüðünü gösterdi. Emek ve emek gücü arasýndaki bu temel ayrým, artý-deðerin esrar kilidini açan anahtardý, ki Ricardo bu sorunu çözmekte kifayetsiz kalmýþtý. Deðiþmeyen ve deðiþen sermaye arasýndaki farklýlýðý saptayan Marx, kendisini önceleyenlerden hiçbirinin yapamadýðýný yaparak, sermayenin tüm oluþum sürecinin izini ayrýntýlý olarak sürebildi ve dolayýsýyla onu açýklayabildi.

Marx’ýn yöntemi baþtan sona kusursuz bir diyalektik yöntemdir ve oldukça yakýn biçimde Hegel’in Mantýk’ýndaki ana çizgileri izler. Bu husus, Ýkinci Almanca baskýnýn Sonsöz’ünde açýkça belirtilir ve Marx burada Hegel’i bol bol över:
Yazar, benim asýl yöntemim olarak gördüðü þeyi bu kadar çarpýcý ve [benim bu yöntemi uygulayýþým söz konusu olduðu ölçüde] cömertçe anlatýrken, diyalektik yöntemden baþka neyi anlatmaktadýr?

Kuþkusuz sunuþ yöntemi araþtýrma yönteminden farklý olmalýdýr. Araþtýrma yöntemi, malzemeyi ayrýntýlý olarak ele almalý, farklý geliþme biçimlerini analiz etmeli, iç baðýntýlarýnýn izini sürmelidir. Ancak bu çalýþma yapýldýktan sonra gerçek hareket yeterince anlatýlabilir. Eðer bu baþarýyla yapýlýrsa, eðer konunun canlýlýðý týpký bir aynadaki gibi ideal biçimde yansýtýlýrsa, iþte o zaman önümüzde salt a priori bir kurgu varmýþ gibi görünebilir...

Hegel diyalektiðinin mistikleþtirici yönünü neredeyse otuz yýl önce, onun hâlâ moda olduðu bir sýrada eleþtirdim. Ama tam da ben Das Kapital’in ilk cildi üzerinde çalýþýrken, þimdilerde kültürlü Almanya’da çok gevezelik eden, hýrçýn, kibirli ve vasat Epigonlar, ayný Lessing zamanýnda cesur Moses Mendelssohn’un Spinoza için yaptýðý gibi, Hegel’e bir “ölü köpek” muamelesi yapmanýn memnuniyetini yaþýyorlardý. Bu nedenle ben bu güçlü düþünürün öðrencisi olduðumu açýkça ilân ettim ve hatta deðer teorisi üzerine olan bölümde yer yer ona has ifade biçimleriyle flört ettim. Diyalektiðin Hegel’in ellerinde maruz kaldýðý mistifikasyon, hiçbir surette onun diyalektiðin genel iþleyiþ biçimini kapsamlý ve bilinçli biçimde sunan ilk kiþi olduðu gerçeðini ortadan kaldýrmaz. Hegel’de diyalektik baþaþaðý durur. Eðer mistik kabuðun içindeki akýlcý çekirdeði keþfetmek isterseniz, onu ayaklarý üzerine dikmeniz gerekir.

Mistik biçimiyle diyalektik Almanya’da moda oldu, çünkü þeylerin mevcut durumunu allayýp pulluyor ve yüceltiyor gibi görünüyordu. Akýlcý biçimiyle diyalektik, burjuvazi ve onun doktriner profesörleri için bir rezalet, bir iðrençliktir, çünkü o, þeylerin mevcut durumunun kavranýþýnda ve olumlanarak kabul ediliþinde, ayný zamanda bu durumun yadsýnmasýnýn ve onun kaçýnýlmaz çöküþünün kabulünü de içermektedir; çünkü o tarihsel olarak geliþmiþ her toplumsal biçimi akýþkan maddelerin hareketi gibi görür ve bu nedenle onun geçici doðasýný, onun anlýk varlýðýndan daha az olmamak üzere hesaba katar; çünkü hiçbir dayatmaya izin vermez, özü gereði eleþtirel ve devrimcidir. [26]

DÝPNOTLAR
[24] Lenin, Collected Works, cilt 38, s.319, bundan sonra LCW olarak anýlacak. [bkz. Felsefe Defterleri, Sosyal Y., Mart 1976, s.266]
[25] Marx ve Engels, Selected Works, cilt 1, s.502, bundan sonra MESW olarak anýlacak. [Seçme Yapýtlar, cilt 1, Sol Y., Aralýk 1976, s.607-8]
* Metafizik: Bu sözcüðün iki tanýmý vardýr: Biri Marx ve Engels tarafýndan kullanýlan þekli ve diðeri de daha geleneksel kullanýmý. Marksist terminolojide, metafizik, þeylerin nihai ve deðiþmez, birbirlerinden baðýmsýz olduðunu savunan ve içsel çeliþkilerin doðanýn ve toplumun geliþiminin temel kaynaðý olduðunu reddeden, doðayý, durgun, deðiþmez ve donmuþ olarak ele alan bir yöntemdir. Her þey diðerlerinden ayrý olarak incelenebilir. Günümüzde, indirgemecilik sözcüðü metafizik yerine sýklýkla kullanýlýr olmuþtur.
Daha geleneksel felsefi taným Aristoteles’ten gelir. O bu sözcüðü, doðanýn gözleniþine karþýt olarak, evrensel kavramlarla ilgilenen felsefe dalý olarak kullanýr (Yunancada, “meta ta physika”, “fizikten sonra gelen” anlamýna gelir). Sonralarý, bu sözcük soyut idealist spekülasyonun eþanlamlýsý haline geldi.
[26] Marx, Capital, cilt 1, s.19-20. [Kapital, cilt 1, Sol Y., 1986, s.28-9]

Kaynak URL:
http://www.marksist.com/AI/3_diyalektik_materyalizm.htm